10 Yıl
Öncesini Bilmem Hoca’ya yaşını sorarlar, “Kırk” diye yanıtlar, “Tam kırk!” On sene
sonra aynı soruyu yine “Kırk” diye yanıtlayınca, “E hocam, on yıl önce
de kırk yaşında olduğunu söylemiştin” demişler. Hoca hiç bozmadan,
“Evladım, ne bileyim on sene öncesini!” diye yanıtlar.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Temel ve Dursun bir gün ellerinde sazla Amerikaya giderler. Bayağı
dolaştıktan sonra yorulurlar ve uyurlar. Sabah kalktıklarında
etraflarında bir sürü kızılderili görürler, çok korkarlar.. Temel
Dursun’a “Dur bunlar hayatta saz görmemiştir, bi saz çalayım da
kaçsınlar” der. Temel’in sazı çalmasıyla kızılderililer hızla kaçarlar.
Dursun “vaay sen bunları sadece bir sazla kaçırdın… o zaman buranın adı
TEKSAZ olsun” der. Ertesi gün uyurlar; uyandıklarında gene karşılarında
kızılderilileri görürler. Bu sefer Temel “dur başka bi yöntemim var” der
ve güçlü bir sesle osurur. Ve adamlar kaçmaya başlarlar. Dursun da
“mademki adamları osurup ta kaçırttın buranın adı LAZVEGAZ olsun” der.
Ertesi gün dolaştıktan sonra tekrar uyurlar; sabah kalktıklarında
etraflarında gene kızılderilileri görürler. Bu sefer Dursun “bi de ben
saz çalayım de korkup kaçsınlar” der. Dursun sazı çalar ama
kızılderililer korkmaz ve sazı Dursun’un ?ötüne sokarlar. Temel de
“ehe…bu sazı senin ?ötüne soktular o zaman buranın adı ARKANSAZ olsun.”
der
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Nasreddin Hocanın bir gün karısı ölmüş. Bir ay sonra kocası ölmüş bir
kadınla evlenmiş. Evlendiği kadın Hoca’ya sürekli eski kocasını
anlatıyormuş. Yine bir gün yatakta kocasını anlatıyormuş. İşte “benim
kocam şöyle yapardı, böyle yapardı”… Hoca sinirlenmiş ve kadına bir
tekme atmış ve kadın yere düşmüş. Kadın sormuş “aman hoca niye attın
beni?” Hocanın da cevabı hazır: – “Eee yatakta bir sen yatıyosun bir ben
bir de eski kocan üçümüz sığamadık sen de düştün..”
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Bir Ramazan günü Nasreddin Hoca’nın gözleri susuzluktan afallamış.
Dayanamayıp bir çeşmeye çaktırmadan yanaşmış. Tam suyunu içerken, bir
köylü görmüş hocayı: – “Aman hoca, günah değil midir bu yaptığın!” –
“Yıkıl karşımdan, Ramazan gider bir daha gelir, ama ben gidersem bir
daha gelmem; ne günahı’”
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Bu dünyada iki samimi arkadaş varmış. Bunların dünya görüşleri
birbirlerine tersmiş. Biri, namazında niyazında, dünya malında gözü
olmadan, içki içmeden, karı kızla yatmadan camiden çıkmaz, öteki ise
onun yapmadığı her şeyi yapar yaptıklarını yapmazmış. Derken sefahat
düşkünü erkenden ölmüş. Aradan yıllar geçtikten sonra sofu olan da
ölmüş. Sofu dogrudan cennete gitmiş. Ağaçlar altında yatıyor yiyor
içiyormuş. Aklına arkadaşı gelmiş. Meleklere sormuş cehennemde oldugunu
isterse ziyaret edebileceğini söylemişler Bu da kalkmıs arkadaşını
ziyarete gitmiş. Bir de ne görsün arkadaşının elinde nadide Fransız
şarabı, koynunda cennette bile bulunmayacak derecede güzel bir kadın.
Sofu hayretle “Bu nasıl iş? Sen dünyada da sefa sürdün burda da
sürüyorsun. Nerede Allah’ın adaleti?” diye sormuş. Arkadaşı derin bir ah
cekerek “bu benim için büyük işkence” diye yanıtlamis. Sofu yeniden “bu
nasıl işkence?” diye sormus. “Sorma..” demiş arkadaşı “bu şişeyi
görüyor musun? Bunun dibi delik”; “Ya o güzel kadın?” diye atılmış Sofu.
Cehennemdeki arkadaşı iç çekerek “Ah, ahhh, Onun da dibinde delik yok”
demiş..
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Çocuk peltekmiş. Öğretmeni tahtaya kaldırmış ve tahtadaki “kedi sütü
iç” yazısını okumasını istemiş. Çocuk “tedi tütü it” demiş. Öğretmen
bağırmış “doğru söyle” demiş. Çocuk yine “tedi tütü it” demiş. Öğretmen
acaip sinirlenmiş ve çocuğu dövmüş, “doğru oku dedim sana şunu!” demiş.
Çocuuğun artık canına tak etmiş ve bağırmış: – “Anatını tittimin tediti
ittene tu tütü!”
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Hoca, bir gün kırlardan topladığı çalı çırpıyı eşeğine yükleyip evine
götürürken: – “Acaba, yaş çırpı da kurusu gibi yanar mı?” diye düşünür
ve şeytana uyarak eşşeğin üzerindeki çalı çırpıyı ateşler..Aralarında
kuruları da bulunan çalı çırpı hemen alev alır..Eşekte bir korku, bir
telaş, huzursuzluktur başlar..Anıra anıra, çifte ata ata dört nala
koşmaya başlar..Hoca da arkasından olanca gücüyle bağırır: – “Aklın
varsa göle koş!”
BOBİ
Temel yıllardır Amerikaya gitmek icin hayaller kuruyormuş. birgün konsolosluğa gidip başvuru yapmış. Aradan iki sene geçmiş Temel evlenmiş. Bu sırada da konsolosluktan vize çıktı diye kağıt gelmiş. sevinsemi üzülsemi. kahvede oturmuş kara kara düşünürken çok sevdiği bir arkadaşı yanına sokulmuş: - Hayırdır. niye böyle duruyorsun. Temel: - Amerikaya gitmem icin vizem geldi. Arkadaşı: - Ne güzel işte. sevineceğine üzülüyormusun? Temel: - Sevindim ama karımı yalnız bırakmaya korkuyorum. Kimseyede güvenip emanette edemem. Ne yapacağımı bilmiyorum. Arkadaşı: - Sana bir akıl vereyim. Çok iyi eğitilmiş bir köpek al sonra evinin etrafını telle çevir ve köpeği bu tele bağla. Evin dört bir yanına gidebilsin ki kuş uçurtmasın. Sonrada rahat rahat git istediğin yere. Temel: - Sağol kardeşim. demiş ve hemen gidip bir köpek almış. Köpeğin adınıda "Bobi" koymuş. Arkadaşının dediği gibi Bobiyi bahçeye bağlamış. Bakmış Bobi kuş uçurtmuyor. İki gün sonra karısıyla vedalaşıp amerikaya gitmiş. bir hafta sonra telefonla karısını aramış: - Karıcığım seni çok özledim nasılsın. İstersen hemen gelirim. Karısı: - beni merak etme iyiyim. sen para gönder yeter. demiş Temel tamam demiş kapatmış. bir hafta sonra yine aramış. Yine aynı cevap. Karısı sen para gönder yeter demiş. aylar geçmiş ama karısı hep aynı şeyi söylüyormuş. "sen para gönder yeter." Temel kendi kendine düşünmüş"ya bu kadın bir kere bile sen nasılsın diye sormadı. Şunu bir daha arayayım."demiş. Temel: - Karıcığım nasılsın? Karısı: - İyiyim sen para gönder yeter. Temel: - Bobi orda mı? Karısı: - Burda Temel: - Telefonu Bobiye ver.demiş. Temel: - Bobi nasılsın oğlum Bobi: - Hav. demiş. Temel: - Bobi evde kaç kişi var oğlum? Bobi: - Hav, hav. demiş. Temel: - Bobi evde ne yapıyorlar? Bobi: - Hehhehhe. demiş. Temel: - Bobi oğlum ne zamandan beri yapıyorlar? Bobi: - Auuuuu.... demiş.
|
|
Araştırma
|
|
Avrupa'da yapılan bir araştırma sonucunda Fransız erkeklerinin gece, hangi sebepten yataktan ç Avrupa'da yapılan bir araştırma sonucunda Fransız erkeklerinin gece, hangi sebepten yataktan çıktıkları ortaya çıkar:
Evlerine gitmek icin. |
|
Başım Ağırmıyorki.
|
|
Kari koca oturmus televizyon izlerken, erkegin cani sevismek ister.Gider mutfaktan bir bardak su ile... Kari koca oturmus televizyon izlerken, erkegin cani sevismek ister.Gider mutfaktan bir bardak su ile iki Aspirin getirir, karisina uzatir;
-Al karicigim sana su ve Aspirin getirdim!.
- ???!!! Neden hayatim?, basim agrimiyorki?.
- Allaha sukur!. |
|
Tahmin Etmiştim
|
|
Temel'in kol saati durmuş. İçini açmış ve icinden ölü bir karınca çıkmış. Temel: -Uyy...Zaten pen tahmin etmiştum makinistun öldüğinü...
|
|
Sherlock Holmes
|
|
Sherlock Holmes ile Dr. Watson kampa giderler. Güzel bir yemek yiyip bir sise de sarabi devirdikten sonra uykuya dalarlar. birkaç saat sonra Holmes uyanir ve arkadasini dürtükler.
"Watson, yukariya bak ve bana ne gördügünü söyle".
Watson cevap verir:
"Milyonlarca yildiz görüyorum."
Holmes sorar:
"Bu sana neyi gösteriyor?"
Watson bir an düsünür ve yanitlar:
" Astronomik olarak milyonlarca galaksinin ve dolayisiyla milyarlarca gezegenin varligini görüyorum. Yildizlarin konumuna bakarak saatin 3'üçeyrek geçtigini çikariyorum. Teolojik olarak tanrinin kudretini ve kendi acizligimizi görüyorum. Meteorolojik açidan da bugün havanin çok güzel olacagini tahmin ediyorum. Neden sordun? Sana ne gösteriyor?"
Holmes arkadasini sabirla dinlemistir ama artik dayanamaz:
"Ulan hiyar, çadirimizi araklamislar!"
|
|
Tuz Ruhu
|
|
Temel'in inegi hastalanmis. Komsusu Cemal'e gitmis. - Ula inegun hastalandugunda ne vermistun? - Tuz ruhi... - Eyi...... Temel ertesi gun kosa kosa geri donmus... - Ula inegum oldi... - O zaman benimci de olmisti... |
|
Torpil
|
|
Temel acemi er olarak Izmir deniz komutanligina sevk edilmis.
birligine varan Temel'e bölük komtani sormus:
-Buraya herhalde torpille geldin.
Temel:
-Hayir komitanum,Trapzon'tan otopüsle keltum.
|
|
Vampir Temel
|
|
bir gün uçakta bir İngiliz vampir ,bir Fransız vampir ve vampir temel uçakta gıdıyorlarmıs. bir sure gittikten sonra İngiliz vampirin karnı acıkmış.yarasa olup uçaktan dışarı çıkmış ve az sonra ağzı yüzü kanlar icinde gelmiş. Fransız ve temel sormuşlar.nereye kayboldun .bunun üzerine İngiliz uçağın penceresine gidip :su aşağıdaki evi görüyor musun,iste o evin dibinde bir adam vardı.onun kanını içtim çok nefisti demiş. birazdan Fransız vampirde aynı şekilde kaybolmuş ve bir süre sonra geri gelmiş.o da aynı şekilde ağzı burnu kan icindeymiş......ve oda aşağıda birilerinin kanını emdiğini söylemiş. Daha sonra temel yarasa olup kaybolmuş ve kısa bir sure sonra ağzı burnu kan içerisinde geri gelmiş...arkadaşları sormuşlar nereye kayboldun? Temel arkadaşlarına pencereden aşağı doğru göstermiş: -su aşağıdaki bahçeyi görüyor musunuz? Evet görüyoruz. -onun ortasındaki ağacı görüyor musunuz? -evet görüyoruz. -işte ben o ağacı göremedim...
|
|
Seyahat
|
|
Hava taşımacılığının ilk yıllarında insanlar uçağa binmekten korktuğu icin bir türlü istenen yolcu sayısına ulaşılamıyormuş. bir şirketin promosyon sorumlusu uçaklarında seyahat eden iş adamlarına birer mektup göndererek, eğer o hafta rezervasyon yaptırırlarsa bundan sonraki ilk beş seyahatlerinde eşlerinden para alınmayacağını bildirmiş. bunun üzerine epeyce başvuru olmuş doğal olarak. Şirket kampanya sona erdikten sonra bu kez işadamlarının eşlerine birer mektup göndererek, seyahatlerinden memnun olup olmadıklarını sormuş. ancak mektup gönderilen kadınların yüzde doksanından şu yanıt gelmiş:
-"Ne seyahati?"
|
|
Küçükken
|
|
Nasreddin hocada küçükken arkadaşlarına hep şaka yapar ve karşılarına geçer gülermiş köyün çocukları aralarında anlaşmışlar. bir oyunda bunlar oynuyacaklar. Neyse Nasreddin'i hamama cağırırlar herkez soyunur yıkanır. biri çıkar hadi herkez yumurtlasın yumurtlayamayan hamam parasını öder olurmu olur. Herkez yanında getirdiği yumuratayı göbek taşına bırak bizim nasreddin şaşırır bakarki herkez yumurtluyor. Çıkar göbek taşına başlar ötmeye arkadaşları: -Nasreddin ne yapıyosun Nasreddin lafı yapıştırır: -Eee bu kadar tavuğa bir horoz lazım yoksa nasıl yumutlardınız. |
|